dc.description.abstract | Farsça; Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun ilk dönemlerinde Doğu Türkistan’dan Anadolu sınırlarına kadar yayılmış, Türkmen ya da Oğuz boyları aracılığıyla da Anadolu’ya taşınmıştır. Anadolu Selçukluları ve Beylikler Dönemi’nde, konuşma ve halk edebiyatı dili olarak yaşayan Türkçe yanında uzun müddet yazışma dili olarak kullanılmıştır. Diğer yandan ilim dili olarak da Arapça kullanılmış ve bu süreç içinde önemini korumuştur. On üçüncü yüzyılın sonlarında Arapça önemini kaybederek bu dilin yerine Farsça geçmiştir. Farsçanın öğretimine yönelik Türkçe açıklamalı sözlüklerin, Arapça-Farsça sözlüklerin yetersiz kaldığı bir zamanda kullanılmaya başlandığı görülür. Farsça-Türkçe sözlükler yazılmadan önce bu ihtiyacın, manzum ya da mensur Arapça-Farsça sözlüklerde, Farsça kelimelerin satır altılarına Türkçe karşılıklarının yazılması suretiyle karşılandığı, Farsça-Türkçe sözlüklerin yazılmasına bu şekil sözlüklerle geçildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu şekil Türkçe alt tercümeli Arapça-Farsça sözlükler ihtiyaca cevap vermemiş, Farsça-Türkçe sözlüklerin yazılması gereği duyulmuştur. Tuhfetü’s-Seniyye ile’l-Hazreti’l-Haseniyye; Tuhfetü’s-Seniyye, Lügat-i Deşîşe adlarıyla da bilinen Farsça-Türkçe sözlüktür. Deşîşî lakabıyla bilinen Mehmed b. Mustafa b. Lutfullah tarafından yazılmıştır. Yazar eserinde yemek kültürü, astronomi, bitkiler, giyim tarzları, dinî ve tarihî olaylar vb. birçok konuda bilgi vermiştir. Kendine ait bir üslup belirleyen yazar kelime karşılıklarını verdikten sonra bunların şiirde hangi anlamda kullanıldığını da belirtmiş ve şahit beyit getirerek bunu göstermiştir. Aynı zamanda bazı kelimelerin etimolojik tahlilini de yapmış ve bu kelimelerin Türkçede nasıl kullanıldığını da göstermiştir. | tr_TR |