| dc.description.abstract | "Ani" ve "beklenmedik" nitelikte olan afetler; çevrede büyük zayiata yol açan, önemli düzeyde can ve mal kayıplarını beraberinde getiren, teknoloji, doğa ya da insan kaynaklı olaylardır. İnsanoğlu bu olaylarla yaşamayı öğrenmek, bu olayların yol açtığı tahribatı ve kötü koşulları olanca kısa sürede istenilen seviyeye getirmek ve afetzedeler üzerindeki tesirini en aza indirmek maksadıyla etkili bir afet yönetimi stratejisi izlemek durumundadır. Başta deprem olmak üzere birçok doğa ve insan kaynaklı afete maruz kalan Türkiye'de de dönemin koşulları elverdiği ölçüde, belli başlı yasal/kurumsal düzenleme ve uygulamalarla afetlere dönük politikalar izlenmektedir. Kuşkusuz afet yönetimi konusunda izlenen politikalar, dünyanın her yerinde aynı sonucu vermemektedir. Kimi ülkelerin afetlerle başa çıkma kapasitesinin siyasi, iktisadi, kültürel ve eğitsel sebeplerden dolayı daha yüksek olduğu görülmektedir. Bunlardan eğitsel sebeplerle ilişkili olarak, hem halkın hem de kurumların afet konusunda bilinçlenmesi ve bilgi sahibi olması için verilmesi gereken afet eğitimi, bu çalışmanın konusunu teşkil etmektedir. Afet eğitimine 1900'lü yılların ikinci çeyreğinde başlanılan günümüz Türkiye'sinde, AFAD'ın koordinasyonunda çeşitli kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerince afet eğitimi verilmektedir. Bu çalışmanın amacı, afet yönetimi kapsamında Türkiye'de afet eğitiminin tarihini ve muhteviyatını ortaya koymaktır. Bu amaçla sürdürülen çalışmada, nitel araştırma yönteminden yararlanılmıştır. Çalışmada öncelikle konuya ilişkin kavramsal ve kuramsal çerçeveye değinildikten sonra, Türkiye'de afet yönetimine ilişkin yasal ve kurumsal yapılanma ele alınmıştır. Akabinde Türkiye'de afet eğitiminin tarihsel arka planına değinilerek, kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarınca sürdürülen afet eğitimi uygulamaları incelenmiştir. Çalışmanın sonunda günümüz Türkiye'sinde afet yönetimi konusunda bir algı ve anlayış değişiminin yaşandığı, bütünleşik afet yönetimi sisteminin etkin bir şekilde işletildiği tespit edilmiştir. Ancak ülkede afet eğitimlerinin tek elden yapılmaması, parçalı bir yapıda olması ve yaygınlık açısından yeterli düzeyde olmaması nedeniyle istenilen düzeyde bir afet bilincinin kazandırılamadığı sonucuna varılmıştır. | tr_TR |