dc.description.abstract | İslâm hukukunun ruhunu oluşturan ve ona işlerlik kazandırarak dinamik hale getiren en
önemli mekanizma şüphesiz ictihattır. İctihadın varlığını devam ettirebilmesi için müctehide ihtiyaç
vardır. Müctehid ise İslâm hukuku literatüründe şer’î delillerden amelî hükümleri çıkarabilme
yeteneğine sahip olan kişi olarak kabul edilir. Dolayısıyla ictihad kuvveti olmayan kişi müctehid olarak
kabul edilmemektedir. Bu anlamda Şâfiî usûlcüler tarafından müctehidin ehliyet ve liyakat sahibi
olması şart koşulmuştur. Konu ile ilgili ilk defa gerekli şartları sistemli bir şekilde ortaya koyan
Şâfiî’dir. Daha sonra gelen usûlcüler ufak tefek farklılıklarla Şâfiî’nin çizgisini takip etmeye devam
etmişlerdir. Genel anlamda Şafiî usûlcülere göre müctehid olan kişinin taşıması gereken şartlar
şunlardır: Müctehid öncellikli olarak akıllı, baliğ ve adaletli olmalıdır. Ayrıca, kitabı, sünneti, icma ve
ihtilafları, kıyası, Arap dilini, usûli’l-fıkhı, kelamı ve ictihad alanını ilgilendiren bütün ilim dallarını da
bilmelidir. Genel anlamda şart koşulan ana başlıklar bunlar olmasına rağmen; müctehidin bu
ilimlerden ne kadarını bilmesi gerektiği noktasında ise ihtilaf vardır. Çalışmamızın sınırları göz önünde
bulundurularak özellikle Şâfiî usûlcülerin konuya bakış açılarını ve müctehid için şart koştukları ilkeleri
dile getirmekle yetindik. | tr_TR |