Ülkü Tamer Şiirlerinde Labirent Bir Mekân Olarak Kent
Abstract
İnsanın tüm yaşamını geçirdiği “mekânlar”, daima onun hayatında önemli bir yere sahip olmuş ve
insanla fizikselin ötesinde bir bağ kurmuştur. Bu bağlamda mekânın insan üzerindeki yansımaları çoğu
kez onun tüm hayatını etkileyecek mahiyettedir. Modern çağla birlikte değişen mekân algısı ve hızla
gelişen kentsel dönüşüm insanların yaşam tarzlarını farklı bir boyuta taşır; kentler, modern çağ
insanının yoğun olarak yaşadığı mekânlar olarak belirir. Gelinen bu farklı boyut, tüm yaşamını mekân
ile yakın bir ilişki içerisinde geçiren insan için büyük bir etkiye sahiptir. Ne var ki insanların daha iyi
koşullarda, uygarlık içerisinde yaşaması için tasarlanan ve modern yaşam tarzı üzerine inşa edilen
kentler; bütünüyle insanların çıkarına yönelik bir görüntü çizmez. Kalabalığın hâkim olduğu bu
mekânda, gündelik yaşam içerisinde, kendi sesinden uzak kalan birey; yabancılaşma, yalnızlaşma
sorunsallarıyla yüz yüze gelerek varoluşsal sıkıntılar yaşar. Modernizmle birlikte dönüşüm geçiren
kentler, İkinci Yeni şairlerinden Ülkü Tamer şiirlerinde yer edinen temel imgelerdendir. Ülkü Tamer’in
kentlere yönelik bakış açısı genel anlamda olumsuz bir düzlemde belirir. Nitekim modernizmle yeniden
şekillenen yaşamsal döngü ve bu döngünün temelini oluşturan kentler; değerlerin çöküşüyle birlikte
bireyi yabancılaştıran, varoluşsal değerlerini unutturan, onu doğadan kopararak aslında özüyle olan
bağlantısını kesen bir görüntüde belirir. Bu nedenle kentler Tamer şiirlerinde labirent mekânlar olarak
yer edinir. Onun şiirlerinde kent; kapitalist sistemin konumlandığı, bireyin yabancılaştığı ve kimi zaman
kendi olmak için mücadele ettiği, kaçıp kurtulmak istediği labirent mekândır. Çalışmada Ülkü Tamer
şiirlerinde değişik boyutlarla labirent mekân olarak beliren kent olgusu incelenmiştir.
Collections

DSpace@BEU by Bitlis Eren University Institutional Repository is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 4.0 Unported License..