dc.description.abstract | Devletleşme ve modernleşme olgularının farklı disiplinlerin bakış açıları bağlamında
değişik betimlemeleri yapılmaktadır. 2500 yıllık Güvenlik ve Strateji çalışmaları
literatürünün de bu konuda söyleyecek bazı şeyleri tabii ki vardır. “Bir toplumun ilkel
kavga ve çatışmalardan uygar (doğru) savaşa geçişi devletleşmedir”. Yine “ilkellikten
modernliğe geçişin ana göstergesi subayları olan ordunun ortaya çıkışıdır”i
. Siyasi ve
askeri kültürün birlikte evrimleştiği modern süreçte geleneksel dürtülerden (dini veya
haklara ilişkin) arınmış, “kendi demokrasilerini kurmak” üzerine yapılan savaş
“politik/siyasi savaş” olarak tanımlanmış ve modern devletleri türetmiştir. ABD
Stratejik aklının önemli nöronlarından Rand Corp.’unii Nisan 2018 tarihinde yayınlamış
olduğu “Modern Siyasi Savaş, Güncel Uygulamalar ve Olası Yanıtlar”iii incelemesinde,
politik/siyasi savaş” kavramını; “etkilemek, zorlamak, sindirmek, zayıflatmak amacıyla,
belirli bir spektrumda politik, enformatik, askeri ve ekonomik tedbirlerin kullanılması
“şeklinde ele alarak, kurucu savaşı silahlı siyasal yıkım projesine evirmiştir.
Rand’ın siyasi savaş analizi, hibritleşen siyasi güç mücadelesinin ahlaki ve etik
çizgilerini tamamen ortadan kaldırmaya yönelik akademik ve ideolojik meşruiyet
zemini hazırlama gayreti içermektedir. “Sınırsız ve sürekli savaş” jeopolitik
şekillendirmenin temel konsept ve aracı seviyesine yükseltilmektedir.
Savaş olgusunun siyaseti kuşattığı bir dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenlik
yönetimi bu gelişmeleri karşılamaya ne ölçüde hazırlıklıdır? Güvenlik kadrolarında
gerçekleşen “çifte” tasfiye süreci sonrasında kurumsal hafıza kaybı, devletin tüm
stratejik kurumlarındaki gizlilik dereceli bilgilerin ve istihdam edilen personelin
dışarıya aktarılmış olması bu tehdidi karşılamada ne tür bir zafiyet yaratmaktadır ve
nasıl giderilecektir? Bu noktadan itibaren Ulusal Güvenlik Kültürü ve Stratejik
Kültürün değişimi hangi dinamiklerle ne yönde şekillenmelidir?
Bu makalede mevcut verilere ulaşma güçlüğü ve güvenlik alanının genişliği nedeniyle
cari resmin çizilmesi mümkün olmamakla beraber stratejik resim “Ordu Örgütsel
Kültürü, Savaş Kültürü, Askeri Akıl, Ulusal Güvenlik Kültürü ve Stratejik Kültür”
kavramsallaştırmaları çerçevesinde ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Çalışma eleştirel konstrüktivist metodoloji üzerinden hareket etmektedir. Bu Neorealist
ve Neoliberal yaklaşımların yok sayılması anlamına gelmemektedir. Uluslararası
sistemin maddi güç ve çıkar bağlamında nedensel etkileri kabul edilmektedir. Ancak
kolektif bilgi üzerinden aktörlerin güvenlik kültürlerinde ve kurumları üzerindeki
kurucu etkileri de mercek altına alınmaktadır. Analiz düzeyi uluslararası “sistem” analiz
birimi ulus devlet olarak Eleştirel Güvenlik bağlamında konu incelenmektedir. | tr_TR |