| dc.description.abstract | Milliyetçilik, modern dönemde ulus-devletlerin ve toplumsal kimliklerin oluşumunda önemli bir ideoloji olarak öne çıkmıştır. Fransız Devrimi sonrası şekillenen bu ideoloji, ulusal egemenlik, bağımsızlık ve kimlik kavramlarına dayanır. Modernite ile bağlantılı olarak, milliyetçilik farklı düşünce akımlarından etkilenmiştir. Neo-Klasisizm ve Romantizm gibi felsefi hareketler, milliyetçiliğin teorik altyapısını oluştururken, ekonomik ve toplumsal dinamikler de bu ideolojinin yayılmasında rol oynamıştır. Milliyetçilik, tarihsel süreç içerisinde kapitalizm, sosyalizm ve liberalizm gibi diğer ideolojilerle karşılıklı etkileşim içinde olmuştur. Marksist yaklaşımlar, milliyetçiliği burjuva sınıfının bir aracı olarak değerlendirirken, liberal yaklaşımlar, milliyetçiliği küresel düzene geçişte bir ara aşama olarak görmüştür. Anthony D. Smith ve Benedict Anderson gibi düşünürler, milliyetçiliğin hem tarihsel hem de hayali boyutlarına vurgu yaparak, bu ideolojinin modern toplumlar üzerindeki etkilerini farklı perspektiflerden analiz etmişlerdir. Milliyetçilik, hem özgürleştirici hem de baskıcı etkiler yaratabilecek çok yönlü bir ideolojidir. Bir yandan bireylere ve uluslara bağımsızlık vaat ederken, diğer yandan çatışmalara ve itaat mekanizmalarına zemin hazırlayabilir. Fransız Devrimi'nden sonra, ulusal egemenlik kavramı Avrupa'da yayılmış ve milliyetçilik ideolojisi hızla büyüyen ulus-devletlerin inşasında merkezi bir rol oynamıştır. Özellikle 19. yüzyılda sanayileşme, kentleşme ve ekonomik değişimler, milliyetçiliğin yaygınlaşmasını hızlandırmıştır. Modernleşme süreçleri, toplumsal kimlik ve kolektif bilinç yaratımında milliyetçiliği önemli bir araç haline getirmiştir. Buna karşın, milliyetçiliğin farklı türleri arasında belirgin ideolojik ve pratik ayrımlar oluşmuştur. Haksöz Dergisi'nin, Türkiye'deki milliyetçi ideolojileri de tenkit eden, Türk milliyetçiliğinin İslami değerlerle bağdaşmayan yönlerini ve Türkiye'deki İslamcı-milliyetçi sentez arayışlarını ortaya koyan ve temel eleştirisini Kemalizm ve Laiklik ilişkisi üzerine konumlandıran bir anlayışı olduğu ifade edilebilir. | tr_TR |