Show simple item record

dc.contributor.advisorHACER GÖLtr_TR
dc.contributor.authorÖZEN, HAKAN
dc.date.accessioned2025-10-24T06:49:01Z
dc.date.available2025-10-24T06:49:01Z
dc.date.issued2023
dc.identifier.urihttp://dspace.beu.edu.tr:8080/xmlui/handle/123456789/16351
dc.description.abstractKadim bir geçmişe sahip olan Siirt, coğrafi olarak bir kısmı Güneydoğu Anadolu bir kısmı Doğu Anadolu bölgesinde bulunan toprakları ile önemli bir kavşak noktasında yer almaktadır. Siirt'in de içerisinde bulunduğu topraklar Selçuklular ve beylikler döneminden sonra uzun süreli Moğol ve Bizans'ın hakimiyeti altında kaldı. Osmanlı Devleti'nin büyük bir devlet olarak ortaya çıkmasından sonra Yavuz Sultan Selim döneminde 24 Ağustos 1514 Çaldıran Savaşı ile Safeviler mağlup edildi. Böylece Siirt'in de içerisinde bulunduğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kesintiye uğrayan Türk hakimiyeti yeniden tesis edildi. 1789 Fransız İhtilali ile tüm dünyada etkisini göstermeye başlayan milliyetçilik, bağımsızlık v.b düşüncelerden Osmanlı Devleti de etkilendi. Geniş bir coğrafyaya hükmeden ve kozmopolit yapısı sebebiyle zaman zaman hakimiyeti altında bulunan bölgelerde vergi hoşnutsuzluğu, eşkiyalık veya yerel yöneticilerden memnuniyetsizlik gibi sebeplerle Osmanlı ülkesinde ayaklanma ve kargaşalar meydana gelmiştir. Fransız İhtilali'nden sonra bu ayaklanmalar ve kargaşalar büyük Avrupalı devletlerinde müdahalesiyle bu dar çerçeveden çıkarak doğrudan siyasi idareye yönelik bağımsızlık ve devlet kurma evresine geçmiştir. Hoşgörü politikası ile tebaasına adalet ile hükmeden Osmanlı Devleti'nde her millet dini inancını, kültürünü ve dilini serbestçe yaşamış ve muhafaza etmişti. Ancak Osmanlı Devleti, 19. yüzyılın sonlarından itibaren Avrupalı devletlerin de etkisi ile Balkanlarda gayr-i müslim toplumlar arasında başlayan isyanlar sonucu sarsılmaya başladı. Osmanlı Devleti, bu milletlerin muhtariyet ve özerklik gibi tavizler koparmasına engel olamayarak nihayet bağımsızlılarını kazanmaları ile parçalanmaya başlayacaktır. Bu toplumlardan biri de Osmanlı Devleti bünyesinde daha önce hiçbir devletin bünyesinde elde edemedikleri rahatı ve huzuru yakalayan Ermeniler olmuştur. Ermeniler devlete sadakatleri ve bağlılıkları ile Millet-i Sâdıka olarak büyük hizmet etmiş ve Osmanlı Devleti'nin en önemli Hristiyan unsurlarından biri olmuşlardı. Fakat Ermeniler de Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girişini fırsat olarak görmüş ve Osmanlı Devleti'nin içerisinde bulunduğu zor durumdan yararlanarak büyük Avrupalı devletlerin de kışkırtmaları sonucunda bağımsızlık hayallerine kapılıp ayaklanmıştır. Ermenilerin bu ayaklanmaları günümüze kadar sürecek bir Ermeni meselesinin başlangıcını teşkil etmiştir. Ermeniler, Osmanlı Devleti'nde çoğunluk teşkil edememişlerdi. Bununla birlikte yoğun olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşamışlardır. Siirt'in Bitlis, Sason, Muş, Diyarbakır ve Van gibi en önemli Ermeni olaylarının yaşandığı yerlerin kavşak noktasında yer alması bu olaylardan doğrudan etkilenmesine ve olayların merkezinde yer almasına sebep olmuştur. Buna bağlı olarak Siirt'te de Ermenilerin sebep olduğu olaylar yaşanmıştır.tr_TR
dc.language.isoTurkishtr_TR
dc.publisherBitlis Eren Üniversitesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectTarihtr_TR
dc.titleSiirt ve çevresi Ermeni olayları (1876-1914) / The Armenian matters in Siirt and its surraundings (1876-1914)tr_TR
dc.typeMaster's Thesistr_TR
dc.contributor.departmentLisansüstü Eğitim Enstitüsütr_TR


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record