dc.description.abstract | ufiler, filozoflar ve teologlar faklı düşünce ekollerine sahip olmaları nedeni ile eşyanın tabiatını açıklamak için farklı yöntemler ve kavramlar kullanmışlardır. Sufi, filozof ve teologların düşünceleri “Eşyanın tabiatı ve Allah ile ilgili bilgiyi edinmek için en güvenilir yöntem nedir?” ortak sorusunun cevaplandırılması bağlamında benzerlik gösterir. Peripatetik (Meşai) filozoflar eşyanın hakikatini anlamak ve mutlak doğruya ulaşmak için “aklın” (al-‘aql) yeterli olduğunu savunurlar. Sufiler ise aklın tek başına yeterli olmadığını savunur ve bu bilginin “keşif” (kashf) ile elde edilebileceğini ifade ederler. Teologlar ise eşyanın hakikatine yalnızca vahiy ile ulaşabileceği iddia ederler. Diğer bir farklılık kullanılan kelimelere yüklenen anlamlardır. İrade, akıl ve mantık kelimelerine her üç ekolde de farklı anlamlar yüklenmiş olduğu görülmektedir. Fakat bu farklılığın arasındaki ilk uzlaşma adımlarını birincisi İbn-i Sina’nın en etkili müntesibi olan Nasreddin Tusî ve ikincisi İbnü’l-Arabî’nin en önemli müridi ve müntesibib olan Sadrettin Konevî arasındaki yazışmalarda görmek mümkündür | tr_TR |