İbâdî Usûlcülere Göre Râvi Sayısı Bakımından Hadisler -Vercelânî Örneği
Abstract
Hz. Peygamber’in vefatından sonra, ilk iki halife dönemi ve Hz. Osman’ın halifeliğinin ilk döneminde birlik ve beraberlik içinde yaşayan Müslümanlar, müteakip dönemlerde yaşanan olaylar neticesinde fırkalara bölünmüşlerdir. Bunlardan dikkat çeken önemli bir fırka da Hâricîlerdir. Zaman içinde farklı gruplara bölünen Hâricîler, sahip oldukları aşırı ve sert tutumlarından dolayı tarih sahnesinden silinmişler, sadece haklarında makâlât kitaplarından bizlere aktarılan bilgiler kalmıştır. Diğer Hâricî gruplara nazaran daha ılımlı bir çizgiyi benimseyen İbâdîler ise bu fırkadan günümüze ulaşabilmiş tek gruptur. Hz. Ali döneminden sonra ortaya çıkan karışıklarla beraber hadis uydurma faaliyetlerinin görülmeye başlamasıyla sahih hadisleri zayıf ve uydurma olanlarından ayırmak için hadis usûlü ortaya çıkmaya başlamıştır. Genelde hadis usûlü çalışmalarında birlik sağlanmış olmasına rağmen yer yer mezhebî farklılıkların da ortaya çıktığı görülmektedir. Bu makalede haklarında yeteri kadar çalışma yapılmamış olduğundan dolayı yeterince tanınmayan veya yanlış tanıtılmış olan İbâdiyye mezhebinin bu konudaki görüşlerine değinilmeye çalışılacaktır. Aynı zamanda konunun daha iyi anlaşılması için yer yer İbâdî âlimlerin râvi sayısına göre hadislere bakışı, Sünnî âlimlerin bu konudaki görüşleriyle karşılaştırılması yapılacaktır. Makalede İbâdiyye mezhebinin önemli bir âlimi olup mezhepte söz sahibi olmasından konu Vercelânî özelinden ele alınacaktır. Burada Vercelânî’nin hadislere verdiği değer, mütevâtir ve âhâd habere bakışı ile bunların dinde hüccet olup olmadığı konularına değinilecektir.
Collections
- Sayı 13 (2025) [8]

DSpace@BEU by Bitlis Eren University Institutional Repository is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 4.0 Unported License..