dc.description.abstract | Sosyal bilimler alanında tarihsel süreçte farklı metodolojik yaklaşımlar geliştirilmiştir. Pozitivist bilim paradigması, uzun yıllar boyunca sosyal bilimler alanında hâkim bir yaklaşım olarak kabul görmüştür. Ancak 20. yüzyılda pozitivist değerler dizisi çeşitli eleştirilerle karşı karşıya kalmış ve alternatif metodolojik yaklaşımlar teklif edilmiştir. Bu bağlamda, özellikle Hans-Georg Gadamer'in katkılarıyla, hermeneutik sosyal bilimlerdeki pozitivist paradigma karşısında önemli bir alternatif yaklaşım olarak öne çıkmıştır. Gadamer’in hermeneutik anlayışı, kendisinden önceki hermeneutikçilerden belirgin farklılıklar taşır. Özellikle, Gadamer, Wilhelm Dilthey ve Friedrich Schleiermacher gibi öncüllerinin anlama ve yorumlama süreçlerine dair yaklaşımlarını eleştirel bir bakış açısıyla yeniden değerlendirmiştir. Dilthey ve Schleiermacher’in görüşlerinden etkilenen Gadamer, bu yaklaşımları aşarak özgün bir hermeneutik felsefe geliştirmiştir. Söz gelimi Gadamer’in hermeneutiğe ilişkin temel kavramlarından biri ufukların birleşmesi kavramıdır. Bu kavram, anlama sürecinde farklı tarihsel ve kültürel bağlamların bir araya gelmesini ifade eder. Gadamer’e göre anlama süreci, bireyin kendi ufku ile anlama nesnesinin ufkunun birleşmesiyle gerçekleşir. Bu birleşme, anlamanın dinamik bir süreç olduğunu ortaya koyar. Gadamer’in hermeneutik anlayışı, din sosyolojisi ve metodolojiye katkıları bağlamında ele alınmıştır. HansGeorg Gadamer, hermeneutiği belirli bir bilimsel yönteme bağlı kalmaktan öte, insan tecrübesinin temel bir unsuru olarak konumlandırmıştır. Gadamer, hermeneutiğin alanını doğa bilimlerine kadar genişletmiştir. Bu çalışma ise hermeneutiğin sosyal bilimlerde de temel bir yaklaşım olabileceğini göstermeyi amaçlamaktadır | tr_TR |