dc.description.abstract | Osmanlı Devleti, farklı birçok mezhep, din ve millete ev sahipliği yapmıştır. İslam hukuku ile yönetilen bir devlet olduğundan dolayı bünyesindeki muhtelif milletleri, millet sistemine göre yönetmiştir. Millet sistemiyle Osmanlı Devleti tebaasını Müslim ve gayrimüslim olarak ikiye ayırmıştır. 1789 yılına kadar genel olarak millet sisteminde sıkıntı olmamakla birlikte Fransız İhtilali’nin getirmiş olduğu ayrılıkçı ve bağımsız düşünceler neticesinde sistemde aksaklıklar meydana gelmiştir. Sistemin bozulması ile birçok yerde isyanlar baş göstermiştir. Batılı devletlerin azınlık isyanlarını desteklemesi, azınlıkların yaşadıkları yerlerde sosyal ve siyasal ilişkilerin yeni bir boyut kazanmasına neden olmuştur. Özellikle Balkanlarda başlayan Sırp ve Yunan azınlık isyanları, batılıların destekleri sayesinde bağımsızlığa kadar giden bir sürece sebep olmuştur. Bunun gibi Osmanlı Devleti’nin doğu vilayetlerinde yer alan Ermeniler, Batılılar tarafından isyana teşvik edilmiş, çıkan isyanlarda Doğuda yer alan Müslüman ve Gayrimüslimler olumsuz bir şekilde etkilenmişlerdir. Çıkan isyanlarda Ermenilerden sonra yoğun bir nüfusa sahip olan Süryaniler genel olarak Osmanlı Devleti’nin yanında yer alarak bu isyanlarda Ermenilere karşı durmuşlardır. Osmanlı Devleti de Süryanileri koruyup kollamak için azami gayret sarf etmiştir. Bitlis ve çevresinde bulunan Süryanilerin devlet ile ilişkileri dikkate şayandır. Eşkıyaların Süryanilere saldırması, Süryanilerin de eşkıyaları devlete şikâyet etmeleriyle, devlet Süryanileri korumaya azami gayret göstermiştir. Ermenilerin Süryanilere karşı göstermiş olduğu saldırgan ve asimile politikalarına karşılık devlet gereken hassasiyeti göstermiş, gereken tedbirleri almıştır. Genel olarak Süryanilerin Bitlis bölgesinde devlete karşı olumsuz bir politika izlemediği görülmüştür. Çalışmada Süryanilerin Bitlis’teki varlığı ve Osmanlı Devleti ile ilişkileri incelenmiştir. | tr_TR |